AKP kaybediyor ama kazanan kim ?

Hükümet, son yıllarda uyguladığı politikalar sonucu işçi, esnaf, emekli ve sanayicinin içler acısı hali görmezden gelse de, durum ortada.
Bunun yanında ekonomideki kötü yönetim, zamlar, yolsuzluklar, devlette liyakatin kalmaması, kurumların halkın nazarında itibarsızlaştırılması sonucu ülkemiz tarihindeki en kötü dönemi yaşıyor.
Bu kötü yönetimin sonucu, halkın kullandığı temel ihtiyaç maddelerine zam olarak yansımakta olduğu günden güne daha fazla hissedilir hale geldi.
Bunun sonucunda AKP yöneticilerinin de çok iyi gördüğü üzere halk, AKP’den umudunu ve desteğini kesmeye başladı. Tabi ki yıllarca AKP’nin başarısını, iyi bir şekilde yönettiği algısı ile ifade etmek yanlış olur. Burada bir dönem başarılı işler olduğu, bazı kesimler tarafından kabul edilebilir olsa da, asıl konu muhalefetteki daralma, muhalefette çeşitlilik ve parçalı muhalefet yapısının olmamasından ötürü bu süreci, hükümet seçmen üzerinde başarılı ve iyi yönetilen bir ülke algısı oluşturmasına vesile olarak, seçmeni dar bir tercih seçeneğine hapsetmiş oldu.
Bu süreç, 2017 yılına geldiğimizde değişmeye başlayarak, 2018 ve 2019 seçimlerinde kendisini net olarak gösterdi.
İktidarın karşısındaki muhalefet çeşitlenmeye ve güçlenmeye başladı.
Muhalefette çeşitlilik arttıkça seçmen tercihleri de yavaş yavaş değişmeye başladı.
Bu başarının mimarı kurulduğu ilk günden beri çok partili seçim sistemini hayata geçirmeyi hedefleyen, her ne kadar denemeleri yapılmış olsa da tam olarak 1945 yılında CHP tarafından hayata geçirilmiş ve bu günlere gelmiştir.
Cumhuriyetin kuruluş yıldönümünde ve ikinci yüzyılın başında ülkeyi karanlıktan aydınlığa çıkarmak için ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı gibi radikal kararlar alıp, devrimler hayata geçirerek, kurtuluşu sağlamak şiarında olduğu üzere değişimin yaşanması gerekmektedir.
Partiler içinde her ne kadar muhalif guruplar basta olmak üzere bu sistemle beslenen , bu sistemde kendi konfor alanlarını yaratıp, konfor alanlarının bozulacağını düşünen kitleler tarafından engellenmeye çalışılsa ve itiraz edilse de 2018 yılında CHP tarafından hayata geçirilen yeni strateji ve kampanya programı sonrası, yıllarca kendi seçmen kitlesi ve tabanını elinde tutmak adına yapılan stratejinin değişmesi gerektiği, bu değişim yapılmazsa ana muhalefet partisinin sürekli %20-%22 bandında sıkışıp kalacağı , yeni ve değişen seçmen kitlesinden istediği desteği almak için yeni stratejiler olmasının gerektiğini görmesine sebep oldu.
Ama iktidar hedefi olan ve bu özlemi her zaman tüm kılcal kadrolarında hisseden CHP ve muhalefet, bu düzeni değiştirmek için radikal bir değişiklik yapıp, mevcut oy oranının üzerine çıkmak, ülkede birinci parti olmak hedefi ile stratejisini değiştirerek, daha önce kendisine hiç oy vermemiş rakip seçmen, ilk defa oy kullanacak genç seçmen kitleleri üzerine yoğunlaşıp, bu seçmen kitlesini dinleyip, isteklerini anlayıp, onlara ulaşmaya çalışıp, parti politikalarını onlara anlatarak başladığı bu değişimin birinci yılında, çalışma meyvelerini vererek 31 Mart 2019 yerel seçim başarısı ile partiyi yerelde iktidara taşımıştır.
Bu çalışmanın ne kadar doğru ve başarılı olduğu tüm kesimler tarafından, hatta iktidar partisi tarafından da hissedilmiş ve engellemek adına bir çok hamleler yapılmış olsa da, CHP yeni hamleler ile bu engellemelere karşılık verip özellikle bu başarının temel basamakları ve en önemli figürleri olan çalışma grupları olan Doğu masası, Karadeniz masası, İç Anadolu masası çalışma gruplarını hayata geçirip, özverili çalışmalar ile oyunu %30 barajına yaklaştırmıştır.
İlk secimde de bu oran %35’ler seviyesinde olacaktır.
Şu an muhalif parti ve partililer üzerinde AKP kaybediyor, millet ittifakı kazanıyor söylemi partili yöneticileri mutlu ediyor olsa da, özellikle bazı örgüt ve bölgelerde seçimi garanti aldık havasına girilmiş olmasından çok, asıl sorulması gereken soru, AKP oy kaybediyor evet ama biz ilimizde ve bölgemizde oyumuzu ne kadar arttırabildik sorusunu sormak olmalıdır. Özellikle muhalefetin güçlü olduğu bölgelerde, eğer seçmen AKP’den desteğini çekip partinize gelmiyor veya parti oyunuz artış göstermiyorsa burada örgütle ve seçilmişlerle ilgili sorulması gereken çok önemli sorular ve sorunlar var demektir.
Anlaşılacağı üzere Cumhurbaşkanlığını almak çok önemli gözükse de, bir o kadar önemli olan asıl konuda, partilerin milletvekili sayıları ve meclisteki sandalye sayısıdır.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş sonrası en önemli başarı kriteri partilerin meclisteki sandalye sayıları olacaktır.
Bizlerinde hedefi, muhalefet kalmak değil, iktidar olmak ve en önemlisi iktidarda kalmaktır.
Yerelde ve genelde bazı bölge dinamiklerinde göreceğimiz üzere seçimi kazanmak değil kazandığımızı korumak ve üzerine başarımızı arttırarak büyümek temel hedef olmalıdır.
Kazandığımızı, daha bir sonraki seçim gelmeden koruyamıyor ve kaybetmeye başlıyorsak burada başarılı sonuç değil, başarısız bir süreç söz konusudur.
İktidar olmaktan çok, iktidarda kalmak önemli ve zor olandır.
Nasıl ki milli sporcular ve olimpiyat şampiyonları rekor kırmak veya madalya almak için harcadıkları enerjilerinin daha fazlasını bu rekorlarını korumak ve geliştirmek için harcıyorsa bizlerinde en önemli hedefi bu olmalıdır.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dediği üzere "Ben o yoksulluğa mahkum edilen çocuklar için mücadele edeceğim. Ya bana katılın ya da şimdi şu anda yolumdan çekilin. Açık ve net söylüyorum" sözünden de anlaşılacağı üzere, CHP kurucu değerlere dönmek için var gücü ile çalışmaktadır, tüm plan ve stratejilerini bu doğrultuda oluşturarak sahaya odaklanması gerektiği bilinci ile hareket etmektedir.
Tüm seçilmişler ve örgütlerde bu düşünce ile her zamankinden daha fazla bu durumu benimsemeli ve AKP’nin sahada oy kaybediyor olması bizi sevince boğup, rehavete kapılmaya yönlendirmesinin önüne geçilerek, aksine aslında hedefimiz rakibimizin oy kaybetmesi değil, bizim oyumuzu artırmak ve güçlenmek olduğu hiç bir zaman unutulmayarak, tüm plânlarımızı bu doğrultuda oluşturmalıyız.
Amacımız iktidar olmak değil onu zaten başaracağız, asıl hedefimiz kazandığımızda iktidarda kalmaktır.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Atatürk sever
Atatürk sever - 2 yıl Önce

Siz ne yapıp edip herşey İYİ gederken bir kurultay veya bir erken seçim yapar iktidarı ne yapıp edip yine akp'ye teslim edersiniz.