Gazete Saros

Havsalı müzisyen Mert Ör’den tokat gibi Saros klibi

GÜNDEM

“Müzik benim için, hayallerimin peşinden koşarken yaşadığım zorluklara karşı sığındım bir liman oldu.” Diyen genç sanatçı, klibinin perde arkasını Gazete Saros’a değerlendirdi.

Sonay CAN

Müziğe lise yıllarında rap ile başlayan, ancak daha mezun olmadan R&B müzikte karar kılan, ardından Jamaika Raggee müziğini Trakya şivesiyle harmanlayan Mert Ör, son günlerde, #sarosumadokunma hashtagi ve Saros video klibiyle Trakya’da gündeme oturdu.

Havsa’da doğup büyüyen, Trakya Üniversitesi’nde öğretim gören, halen Kapaklı’daki bir özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinde özel eğitim öğretmenliği yapan genç sanatçı, en güzel yıllarını Saros Körfezi’nde müzik yaparak geçirdiğini söyledi.

1993 yılında Edirne’de doğan ve halen Tekirdağ Kapaklı’da yaşayan Ör, ilkokulu Havsa’da lise ve üniversiteyi ise Edirne’de okumuş. Lise on sınıfa kadar Edirne Yıldırım Beyazıt Anadolu Lisesi’nde eğitim gören, lise son sınıfta ise Havsa Anadolu Lisesi’ne geçiş yapan Mert Ör, ardından Trakya Üniversitesi okul öncesi öğretmenliği bölümünden mezunu olmuş.

Saros’a olan ilgim ve sevgim aslında müziğimle harmanlanıyor

Sözlerinin başında Saros Körfezi’nin hayatında çok büyük bir önemi olduğunu vurgulayan Ör, şöyle dedi: “Evet Saros’a olan ilgim ve sevgim aslında müziğimle harmanlanıyor. Hayatımın en güzel sahnelerini Saros Körfezi sahillerinde aldım. Müziğe, küçüklüğümden beri her zaman ilgim vardı. Ama müzik benim için bir hayal ve ya başarma içgüdüsünü taşıdığım bir unsur değildi. Müzik benim için, hayallerimin peşinden koşarken yaşadığım zorluklara karşı sığındım bir liman oldu. Ya da hayatın güzelliklerinin içimden taştığı yerlerde sonsuza doğru açıldığım bir yelkenliydi.”

İstemediğim bölüm olduğu için üniversiteyi bırakıp işe girdim

Müziğe, lise yıllarımda Rap müzikle başladım. Arkadaşlarımla kendi aramızda kayıtlar alıyor, şarkılar yapıyorduk. Sonra müziği hiç bırakmadım. Lisenin son yıllarında ise, Rythtim and Blues (R&B müzik) türüne yöneldim. Liseden mezun olduğumda, üniversite için istediğim bölüme girmeye puanım yetmemişti. Trakya Üniversitesi’nde harita kadastro bölümünü kazanmıştım ve ailemin isteğiyle onu okumaya başladım. İstemediğim bir bölüm olduğu ve ailece ekonomik olarak zor durumda olduğumuz için okulu bıraktım ve işe girdim.”

Çocuklarla aram çok iyiydi

Mert Ör, üniversitede istediği bir bölümü kazanabilmek için giriştiği mücadelesini de şu cümlelerle özetliyor: “Havsa Belediye Pasajı’nda aile dostumuz Salih Topuz abinin çay ocağında çalıştım. 9-10 ay kadar çalışıp dershane paramı biriktirdikten sonra dershaneye kaydolup yeniden sınava hazırlandım. Öte yandan, çocuklarla aram çok iyiydi, hatta bana hep, <Sende şeytan tüyü var.> diyorlardı. İlk üniversitemi okurken harçlığımı çıkarmak için bir çocuk oyun alanında çalışıyordum. Orada aileler sırf ben olduğum için çocuklarını oraya getirirlerdi. Sonra okul öncesi öğretmenliği ve zihinsel engelliler öğretmenliği okumayı hedefledim. Bunları göz önünde bulundurarak zihinsel engelliler öğretmenliğini 0.5 puanla kaçırdım 2. tercihim olan okul öncesi öğretmenliği ile Trakya Üniversitesi okul öncesi öğretmenliğinde okumaya başladım.”

Kendi çabalarımla gitar çalmayı öğrendim

Çalışması sonunda 2014 yılında yeniden Trakya Üniversitesi’nde öğretim görmeye başlayan Mert Ör, müzikle ilgili karar verme dönemiyle ilgili bölümü de şu sözleriyle ifade ediyor. “Salih abinin yanında çalıştığım zamanlar müzikle bu kadar ilgilenirken, <Bir enstrüman çalmasını öğrenmem gerek.> Dedim kendi kendime. Kardeşim o zamanlar güzel sanatlar lisesini kazanmıştı ve kendisi gitar çalıyordu. Ben de aldım elinden gitarı, <Bana da çalmasını göster.> dedim. Öyle öyle kendi çabalarımla gitar çalmayı öğrendim.”

Havsamda şarkı söyleme hayalim gerçek oldu

Ör, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üniversitenin 2. sınıfın yazında ilk konserimi memleketim Havsa’da verdim. Küçükken, <Ben de bu sahnede bir gün Havsama şarkılar söyleyebilecek miyim?> Diye hep hayalini kuruyordum. Sonunda hayalim gerçek oldu. Daha sonra Edirne’de bir kaç mekanda sahne almaya başladık. Hem okuyordum hem de harçlığımı çıkarıyordum.”

Hayatımın en güzel iki yılını Saros’ta geçirdim

Daha sonra sözü Saros Körfezi’ne getiren Mert Ör, “Yaz geldiğinde, <Sahillerdeki mekanlarda çalmaya devam edelim.> dedik. Birkaç yerden teklif aldık anlaştık. Aldık ekipmanlarımızı, babamın yadigar Lada Samarasını da kaptık. Attık kendimizi Saros’a. Kardeşim ve o zamanki ekiple, hayatımın en güzel iki yazını Saros’ta geçirdim. Havasında, gecesinde – gündüzünde, suyunda – çayırında kısaca Saros’un her anını yaşadık . En çok Yayla ve Erikli’deydik. Hem Yayla’da hem de Erikli’de çaldık. Mecidiye ve Enez’e de sık sık gittik ama müzik yapmadık.” Dedi.

Trakya şivesiyle Jamaika reggae müziği yapmak…

Mert Ör, yine müzik konusuna dönerek, sözlerini şöyle sürdürdü. “Geçen yıl kendime daha önce hiç görülmemiş bir tarz oluşturdum. <Trakya Şivesiyle Reggae müzik>. Her yörenin ağzıyla yazılmış tonlarca şarkı var. Her yöreden var ama benim memleketimden yok. <Nabüün beya?> diyen bir şarkı sözü duydunuz mu hiç? Eğlencesine söylerken kayda aldığım bir parçam oldu, Trakya şivemizle yayınladım bunu ve hiç beklemediğim bir şekilde ilgi gördü. <Evet.> Dedim. Ben doğru bir şey yaptım. Bu müziği Trakyalılar’ın yaşam tarzına çok benzeyen Jamaika'ya özgü Reggae müzik tarzıyla harmanlamıştım. Jamaikalıların diyelim. O kadar güzel oturdu ki birbirine, ben söylerken, insanlarımız da dinlerken çok eğlendiler. Harika dönüşler aldım. Bu sırada sadece Reggae müzikle de kalmadım günümüz popüler şarkılarını da Trakya Şivesiyle Editlemeye başladım. Örneğin Ezhel’in ‘Dedi götür beni aya’ adlı şarkısı bizim yorumumuzla ‘Dedi gidüüz adi balyaya’ oldu. İzleyiciler, benim şarkıyı dinleyince Ezhel’in şarkısını unuttular.”

Özel çocuklarla çalışıyorum

Müziğin diğer türleriyle de ilgilendiğine kayıt düşen Mert Ör, “Sadece bunlarla da değil genelde müziğimle bu tarz konulara ulaşmaya çalışan bi insanım. Bu şarkımdan önce de ‘Bir ben miyim?’ adlı bir şarkım vardı. O da bir engellinin karanlık iç dünyasını anlatan bir çalışmaydı. Şuan da bir özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinde Özel eğitim öğretmenliği yapıyorum. Özel çocuklarla çalışıyorum.” Dedi.

Saros’a kıyıyorlardı

Saros Körfezi’nde BOTAŞ tarafından yapılacak FSRU liman projesine de değinen Ör, “Saros elden gidiyor.” Diyerek, bu durumu kabul edemediğini vurguladı ve şu ifadede bulundu. “Evet ilk duyduğumda doğalgaz hattı çekiliyor zannetmiştim. Sonra araştırınca Saros’a vereceği zarar hakkında da incelemeler yaptım. Göz göre göre hani insanın bir parçasına dokunurlar ya öyle bir şey hissettim. Yazın en koyu sıcaklarında koşa koşa kendimizi attığımız Saros’a kıyıyorlardı. Ben bu tarz projelere yöresel olarak karşıyım. Memleketimin herşeyine değer veren biriyim.”

Ergene’ye niyet, Saros’a kısmet

Mert Ör, son olarak Saros Körfezi’yle ilgili tespitlerini ve klipteki gelişmeleri şu şekilde sıraladı. “Saros klibi de şöyle gelişti. Ben yakın zamanda Ergene Nehri, Kapaklı, Çerkezköy ve Çorlu’daki fabrika bacalarından çıkan dumanlar yüzünden hava kirliliğini protesto eden bir şarkı yapacaktım.Ancak, Ergene’ye niyet, Saros’a kısmet oldu. BOTAŞ’ın FSRU liman projesiyle ilgili gelişmeler nedeniyle Saros Körfezi Öne çıktı.”

2 Mert biraraya geldi, Saros klibi ortaya çıktı

Ör, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Aranjörüm ve arkadaşım Mert Karaca ile Saros Körfezi’yle ilgili böyle bir projeye girmenin daha güzel olacağını düşündük. Çünkü Saros gerçekten benim hayatıma çok renkli anılar armağan etti. Ben de ona bir şarkı armağan edeyim diye düşündüm. Sonra da yola koyuldum böyle bir şarkı çıktı ortaya.”

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.