Gazete Saros

Av. Nilüfer Erk Oğuz; “fıtratımda mücadele var”

ÖZEL HABER

Değerli Gazete Saros okurları, ‘Kahve Tadında Sohbetler’ köşemizde bölgemizin başarılı avukatlarından, öncü kadınlarından, sivil toplum gönüllüsü, politikacı Av. Nilüfer Erk Oğuz’u konuk ettik.
1975 yılında Malkara’da hayata gözlerini açan Oğuz, lisans eğitimini 1997 senesinde Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamlamış ve bununla yetinmeyip Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde özel hukuk alanında yüksek lisans eğitimini almıştır.
Yaklaşık 23 yıldır bölgemizde serbest avukatlık yapan Av. Nilüfer Erk Oğuz, Av. Gökmen Oğuz ile evli ve bir kız çocuğu annesidir.
Sözü çok daha fazla uzatmadan, bölgemizin öncü kadınlarından, sivil toplum gönüllüsü ve deneyimli politikacı Av. Nilüfer Erk Oğuz’a bırakıyoruz.
“ÖNCELİKLE SİZİ TANIYABİLİR MİYİZ, NİLÜFER ERK OĞUZ KİMDİR ?”
İki dönem Keşan Belediye Meclis Üyeliği yaptım. Belediye Meclis Üyeliği görevi içerisinde encümen üyeliği, imar komisyonu, denetim komisyonu, iki dönem aralıksız, yaklaşık on yıl boyunca birinci divan katipliği görevinde bulundum. GÜNEKAB’ın kurulumunda ve birçok alanında görev aldım. 2018 yılının Nisan ayında Belediye Meclis Üyeliği görevimden istifa ederek, Cumhuriyet Halk Partisi 27. Dönem Edirne Milletvekili aday adayı oldum. Cumhuriyet Kadınları Derneği Keşan Şubesi’nin kurucu başkanıyım ve aynı zamanda halen yönetim kurulu üyesiyim. Ata Tohum Derneği’nin aktif üyesiyim. Kartopu Enez Gönüllüleri Derneği ve KEYİAD üyesiyim. Önceki dönem CHP Ankara Milletvekilimiz Av. Şenal Sarıhan ve halihazırda CHP Kadın Kolları Genel Başkanımız ve Parti Meclisi Üyemiz olan Aylin Nazlıaka ile birlikte 29 Ekim Kadınları Derneği’nin kurucular kurulu üyesiyim. Avukatlığın yanı sıra tüm bunlara ek olarak arabuluculuk yapıyorum.”
“NEDEN AVUKAT OLMAYI TERCİH ETTİNİZ, NEDEN HUKUK ?”
“Ben her zaman halkın kürsüsüne önem verdim. Hak aramak, adaletin tecellisi için mücadele etmek, daha çocuk yaşlarımdan beri benim idealim oldu. Bunun için hukuk eğitimi alırken başka hiçbir mesleği bir an olsun düşünmedim. Çünkü halkın hak arama özgürlüğünü avukatlar sağlar. Dolayısıyla söz savunmada diyebilmek, yüksek kürsüleri değil de halkın kürsüsünü temsil edebilmek benim için her zaman bir onur oldu.”
CUMHURİYET HALK PARTİSİ’NDE 27. DÖNEM EDİRNE MİLLETVEKİLİ A. ADAYI OLDUNUZ. BU SÜREÇTEN BAHSEDER MİSİNİZ ?”
“Kadın olarak siyaset yapmanın birçok zorluğu var bunu yadsıyamayız. Bu ülkede adam olmak zor ama asıl zor olan kadın olmak. Siyasette yer alan bir kadın olmaksa daha da zor ama bir o kadar da zevkli. Ben siyaset yapmıyorum, ben siyaseti yaşıyorum. Yani siyaset benim yaşamımın ta kendisi. En güzel siyaset, bence güler yüz ve tatlı dil. En güzel siyaset nasılsın diyebilmek, dert dinleyebilmek ve derde derman olabilmek. Ben siyaseti böyle anlıyorum. Bu süreçte evet aday listesinde gösterilmedim ama ben bunu bir kayıp olarak görmedim. Her zaman için öncelikli olarak partimin bir neferiyim. Hangi vazife verilirse verilsin veya verilmesin, benim için fark etmez. Ben Cumhuriyet Halk Partisi’nde siyaset yapmayı bir vatan görevi olarak görüyorum. Bu siyasi iklimde Cumhuriyet Halk Partisi’nde siyaset yapmak mangal gibi bir yürek ister, kolay bir şey değildir. Aynı zamanda ben bu toprakların bir neferiyim, Keşan’ın, İpsala’nın ve Enez’in bağrında yetiştim ve büyüdüm. Beni ben yapan bu topraklardır ve benim bu topraklara çok büyük bir borcum var. Çünkü Keşan, İpsala ve Enez halkı bana iş verdi, aş verdi, eş verdi ve evlat verdi. Dolayısıyla aday gösterilmediğimde, bunu bir mesele haline getirmedim. Bu sosyal medyada da rahatça görülebilecektir, ben aday gösterilmediğimin hemen ertesi günü sahaya indim ve adeta milletvekili adayıymışım gibi bilfiil çalıştım.”
“SİYASETTE KADIN OLARAK YER ALMANIN NE TÜR ZORLUKLARI OLDU ?”
“Benim fıtratımda mücadele var, ben mesleğimi de yaşamı da böyle algılıyorum. Yaşam kavga edilecek bir şey değildir. Hayatla kavga edemezsiniz, hayatla mücadele edebilirsiniz ve ben mücadeleden geliyorum. Hayatta elde ettiklerimizin her birini tırnaklarımla söke söke, çok çalışarak elde ettim. Ben kırılganlık göstermedim, bunun aksine bundan nasıl tecrübe elde edebilirim diye düşündüm. Ve her bir milletvekili adayımızla ayrı ayrı, köy köy, kahve kahve, ev ev, sokak sokak gezdim. Çalışmalarımla partimize ve adaylara katkı sağladım. Benim kitabımda yılmak, bunalmak yok. Evet düşebilirim, hayatta çok kez düştüğüm, yaralandığım zamanlar olmuştur ama her seferinde elimde bir avuç toprakla yerden kalkmayı başarabildiğimi düşünüyorum. Bu anlamda da kendimi mücadeleci ve azimli olarak niteleyebilirim. Bu süreç benim için büyük bir siyasi tecrübe oldu. Aynı siyaset görüşüne sahip olmamamıza rağmen rahmetle anıyorum, önceki dönem Cumhurbaşkanımız Sayın Süleyman Demirel’in çok güzel bir sözü vardır ‘Seçim çalışması seçimin kaybedildiği gün başlar.’ Ben adaylık çalışmama aday gösterilmediğim gün başladım.”
“CUMHURİYET KADINLARI DERNEĞİ KEŞAN ŞUBESİ’NİN KURUCU BAŞKANI OLDUNUZ, DERNEKTEN VE DERNEĞE KATILIM SÜRECİNİZDEN BAHSEDER MİSİNİZ ?”
“Esasen bu teklif bana genel merkez tarafından iletilmişti. Keşan’da bir ekip kurmam isteniyordu. Keşan’da benim önderliğimde şubeleşmek istediklerini ileten genel merkez yönetimi, bir ekip kurmamı istemişti. Genel merkezin yetkili yöneticilerinden gelen bu teklifle böyle bir oluşuma gittik. Cumhuriyet Kadınları Derneği köklü bir dernek, geçmiş dönem Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan önderliğinde kurulmuş bir dernek. Her şeyden evvel Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyeti Türk kadınını yücelterek ve yükselterek kurmuştur. Dolayısıyla her Cumhuriyet kadınının Mustafa Kemal Atatürk’e ve Cumhuriyet’e bir borcu vardır. Bizim derneğimizin tüzüğü de Cumhuriyet kadınlarının, Cumhuriyet’e karşı bu vazifelerini yerine getirebileceği en güzel örgütlerin başındadır. Derneğimiz, bu borcu ödememize bir vesiledir. Bu sebeple derneğimizin Keşan Şubesi’ni açtık ve aktif olarak da faaliyetlerimizi gerçekleştirdik. Cumhuriyet Kadınları Derneği’nin en büyük projesi olan ‘Hayata Tutun, Hayatta Tutun’ uyuşturucuya karşı anneler hareketi projesi oldu. Biz bu projede öncelikle bir teaser çalışması yaptık ve sosyal medya üzerinden yayınladık. Sonrasında bir kısa film yayınladık. Kısa filmin hazırlanmasında Ticaret Odası’nın çok büyük desteğini gördük ve kendilerine müteşekkiriz. Bölgemizde yetişmiş gerek ülke çapında gerek uluslararası çapta başarılı olmuş sanatçılarımızdan Serkan Çağrı, Engin Kılıçlıer ve Oğuz Berkay Fidan’dan ve SARDOS, DOÇEK gibi spor, doğa derneklerinin de katkılarıyla çok güzel bir kısa film hazırladık. Bu şekilde uyuşturucuya karşı toplumda farkındalık sağlamayı amaçladık. Ne yazık ki pandeminin araya girmesiyle işin aileleri eğitime alma kısmı yarım kaldı. Umuyorum ki pandeminin bitimiyle emniyet müdürlüğümüz, belediyemiz ve kaymakamlığımızla bu projeye kaldığımız yerden devam edeceğiz.”
“BİR ROL MODEL OLARAK, BÖLGEMİZİN GENÇ KADINLARINA NE TÜR TAVSİYELERDE BULUNMAK İSTERSİNİZ ?”
“Öncelikle tüm kız çocukları aileleri çocuklarının eğitimlerine çokça önem vermeliler. Eğitim birçok kapının anahtarıdır. Özellikle kız çocuklarımız eğitimlerine yatırım yapsınlar bunun faydasını hayatları boyunca görecekler. Her ne iş yapıyor olurlarsa olsunlar, işlerini büyük bir aşkla ve azimle yapsınlar. Mücadeleden korkmasınlar. Hayat boyunca çeşitli zorluklarla elbette karşılaşacaklardır ama asla yılmadan doğru bildikleri yoldan yürümeye devam etsinler. Kadının kadına verdiği destek çok kıymetli ve değerlidir. Hele ki bunu birlikten doğacak, örgütlü bir mücadeleye çevirmek çok önemlidir lütfen bunu unutmasınlar.”

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.