“Yarın o hastane bize de gerekebilir” / Ulaş DEMİRAY

“Yarın o hastane bize de gerekebilir” / Ulaş DEMİRAY

Aslında bugün “Kartopu Enez Gönüllüleri” olarak Kuşadası ve çevresine yaptığımız geziden izlenimler aktaracaktım. Ama “Keşan’ın Neşesi” isimli İnternet Gazetesi’nde sevgili Neşe Tosun’un bir süredir yetkililerin gözüne sokmaya çalıştığı “KEŞAN HASTANESİ” gerçeğine yorum yapanları da okuyunca “Bu ülkede bize güzelliklerden bahsetmenin haram olduğu” gerçeğinden de hareketle ben de aynı konuda yazmamın daha doğru olabileceğini düşündüm. Çünkü adı “KEŞAN HASTANESİ” olsa bile konu, neredeyse bir “BÖLGE HASTANESİ” konumu nedeniyle Enez’i de, Enezlileri de çok yakından ilgilendiriyor.

***

Kulağımdan ve gözlerimden muayene olabilmek için 182 nolu telefonu aradığımda Kulak/Burun Uzmanı’nın bulunmadığını, göz kliniğinde ise randevu verilemediğini söylediler…
Bunu mesele etmiyorum. Çünkü nedenini bilmiyorum..
Olabilir.. İyi ama sevgili Neşe Tosun’un dile getirdiği yönetimsel acizliklerin mazeretinin olabileceğini kabul etmiyorum. TOSUN’un yazısına yapılan yorumlara, beni de arayan birkaç arkadaşımın ekledikleri bilgileri de katınca “Ölmüşüz de cenazeyi kaldıran yok” modunda olduğumuz kesinlik kazanıyor.

***

Eğer temizliği tartışılıyorsa oraya “Hastane” demek mümkün değildir. Hastane temiz ve hijyenik değilse bir mikrop yuvasıdır sağlam gelenin hasta olup döneceği bir ortamdır. Keşan Hastanesi bugün tam anlamıyla bir mikrop yuvasıdır. Başıboşluğun, sahipsizliğin boş vermişliğin göstergesidir. Bunun tek nedeni de AKP döneminde eğitimsizliğe, liyakatsizliğe, partizanlığa verilen pirimin Keşan’a yansımasıdır. Bunu Neşe Tosun, yazılarında çok açık ve herkesin anlayacağı bir dille anlatmış. Yetkililerden anlayan var mı? Henüz Keşan hastanesi ölçeğinde bunun anlaşıldığı görülmüyor..

***

İlgililere sorsanız temizlik konusunda bütçe yetersizliğinden, personel kifayetsizliğinden başlayarak size bin bir türlü mazeret üreteceklerdir. Ama şunu bilmek gerekir ki temizlik bir bütçe meselesinden çok bir kültürdür, görgü meselesidir, bir yönetim başarısı ya da zafiyetidir. Gelinen noktada Keşan Devlet Hastanesi’nin yöneticileri sınıfta kalmıştır. Onları bu görevlere getirenler de sınıfta kalmıştır. Onları denetlemeyenlerde sınıfta kalmıştır. Onları hala bu görevde tutanlar da sınıfta kalmışlardır.

***

İyi de bu sorumlular kim? En başta bu kentin Belediye Başkanı Sn. Mustafa Helvacıoğlu’dur. Hemşehrilerine bu “MİKROP YUVASI”nı layık görenlere karşı ilk isyanı onun başlatması gerekir. “Sağlık benim işim değil” diyemez. Keşan’da yumurtlamayan tavuktan bile Belediye Başkanı sorumludur. Belediyecilik budur. Kaldı ki Temizlik konusunda Belediye bütçesinden yeterli yardımları sağlayabilir. Yasal görevi olmadığını düşünse bile organizasyon yeteneği ile, yaratıcılığı ile üretkenliği ile, ilişkileri ile isterse hastaneyi “SÜT DÖK, YALA” kıvamına getirtebilir.

***

Diğer sorumlu ise, Keşan Milletvekili Bayan Fatma Aksal’dır. Hastaneye işe aldırdığı insanların görevlerini tam yapıp yapmadıklarının sorumluluğunu AKSAL üstlenmelidir. Her fırsatta hastaneye gidip kendi gözleri ile olumsuzlukları görmeli, hastaları hasta yakınlarını dinlemeli, görevlileri uyarmalıdır. Kimse topu taca atmasın; Sonuçta bu olumsuzlukların siyaseten Keşan’daki TEK SORUMLUSU bayan AKSAL’dır..
Ya bu rezilliğin farkında değildir, ya da sorunu çözmekten acizdir.

***

Bu olumsuzluklar karşısında, siyasi partiler ve halk da sesini yükseltmeli ve olaya sahip çıkmalıdır. Bir zamanlar “TEMİZ KEŞAN” adıyla kurulan STK başta olmak üzere, tüm STK’lar bu konuda sessiz kalmamalıdır. Edirne ve Keşan basını bu konuda tavrını mutlaka en sert biçimde ortaya koymalı, daha sorgulayıcı, daha eleştirel bir yaklaşım sergilemelidir. Meslek Odaları, bütçelerinin ağırlama giderlerinin bir bölümünü buraya aktarabilmelidir. Bu utanç verici durum mutlaka düzeltilmelidir. Hastane STK'ların, yani halkın denetimine açılmalıdır.

***

Bu konuyu inatçı bir anlayışla ortaya koyan, Keşan’ın, Edirne’nin hatta Trakya’nın en gözü pek gazetecilerinin başında gelen Sn. Neşe TOSUN’u okuyup geçmeyelim, yalnız bırakmayalım. Çünkü yarın o hastane bize de gerekebilir…

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER