Keşan’ın 26 yıllık ayakkabıcısı, çırak yetişmemesinden şikayetçi

Keşan’a 26 senedir hizmet veren ayakkabı tamircisi Durmuş Tuptup, 1970 Keşan doğumlu olup, 7 yaşından beri baba mesleğini icra ediyor.

Keşan’ın 26 yıllık ayakkabıcısı, çırak yetişmemesinden şikayetçi

Çocukluk yaşlarından itibaren ayakkabı tamirciliğinin içinde olan Tuptup, “Çocukken babamızın arkasına takışır, dükkana gelirdik. Eğlence, oyuncak derken kendimize meslek edindik. 50 yaşındayım, işin aslına bakarsanız 40 senedir dolu dolu bu mesleğin içindeyim. Bir dönem başka ustaların yanında çıraklık ettim. İstanbul’da da 3-4 sene kadar çalıştım. Askerden döndüğümden beri Keşan’dayım ve Keşan halkına 26 senedir hizmet veriyorum.”
“BİZİM ZAMANIMIZDA AYLAK GEZEN GENÇ YOKTU”
Mesleğinin önümüzdeki yıllarda kaybolacağını öngören Tuptup, “Bizim zamanımızda çocuklar evde de otursa, bir ağaç parçasını da yontarak bir şeyler öğrenirlerdi. İlk başlarda bir oyun gibiydi, çekiçle bir şeyler çivilemek, bir parça lastiği kesmek. Biz de öyle bir eğlence ile başladık bu işe, sonrasında ise babamızın ‘hadi artık dükkâna’ demesiyle başladı, meslek hayatımız. Benim gençliğimde, sokaklarda aylak gezen insan yoktu. Ya sanayiye gider, bir çırak olarak işe başlardı ya da bir marangoza girer, iş öğrenirdi gençler. O zamanlar herkes bir işle uğraşırdı. Hiç işi olmayan ise eline bir sakız kutusu alır, sakız satardı. Şimdi aşağı yukarı 20 senedir, gençler biraz daha gevşedi. Tabii biz anne ve babaların sayesinde oldu. Düşündük ki, bizler kendimiz zamanında çok çektik, çocuklarımız çekmesin. Aman onlar daha küçük dedik. Çocuklarımız liseyi, üniversiteyi bitiriyor derken, bir bakıyorsun ne işleri var ne de meslekleri. İnanın bu, o çocuklar için çok kötü bir durum. İlerleyen yaşlarda onlara maddi destek sağlayacak aile fertleri olmadığında, büyük bir boşluğa düşecekler.”
MESLEK HAYATIMDA BİR ÇIRAK YETİŞTİREMEDİM”
Mesleğin değer kaybetmesinin sebebini, yeni yetişen kişiler olmamasından kaynaklı olduğunu düşünen Tuptup, “Şu an benim mesleğim can çekişiyor. Meslek hayatım boyunca bir tane çırak, bir tane kalfa yetiştiremedim. Yanıma bu işi öğrenme niyetiyle gelen 3 aydan fazla dayanamadan kaçtı. Son 15 yıldır da kimse bu niyetle gelmedi. Her iş ilk başta zordur. Öğrendikçe keyif alırsın ama bizim gençlerimiz çok sabırsız. Usta dükkânı açıyor, usta dükkânı süpürüyor ve usta müşteriye bakıyor, ürün tamiri yapıyor derken ustalar her işi yapıyor durumda. Alttan gelen olmadığı için de usta, her işini kendi yapıyor. Benim haricimde, Keşan’da ayakkabı tamirciliği yapan 3-4 arkadaşım daha var. Onların da kendi müşterileri var ve onlarda Keşan halkına hizmet ediyor ama yarın öbür gün, biz bu dünyaya gözlerimizi kapasak, bizden sonra bu mesleği yapabilecek insan yok. Bu dört arkadaştan en genci 40 yaşında siz düşünün. 15-20 sene sonra Keşan halkı ayakkabı tamiri hizmeti alamayacak duruma gelecek.”
“AYAKKABI TAMİRCİLİĞİ, İNSANI AÇ BIRAKMAZ”
‘Bu mesleğin tercih edilmemesinin sebebi olarak, maddi getirisinin az olmasında mı kaynaklı ?’ diye soruyoruz ve Tuptup, “Bu meslek insanı aç bırakmaz. Evleyim ve iki çocuk babasıyım. Mesleğim sayesinde iki evladımı da okuttum. Tabii artık genç neslin kısa yoldan zengin olma hayalleri olduğu için, ayakkabı tamirciliği onlara cazip gelmiyor. Bu yüzden de, hiçbir meslek edinmeden yaşıyorlar. Bir kişi okusa da, okumasa da 2- 3 yılda birdenbire zengin olamaz. Hemen bir ev, bir araba alamaz. Her şeyin bir aşamadan geçmesi gerekiyor ki değeri olsun. Hayatta her iş, bir çocuğun doğup, büyüyüp emekleyip sonra yürümesi misali. Ama şimdiki gençlerimizde bu sabır yok. Sadece kendi mesleğim için demiyorum, terzilikte de marangozlukta ve daha birçok meslek grubunda alttan yetişen kimse yok. İnsanların uğraştığı işi sevmesi de lazım. İlk başlarda sıkılabilirler, zor gelebilir ama en fazla 3 – 5 ay sonra bu mesleğin güzel yönlerini görmeye başlar. Meslek öğrenen kimse hayatta başını yere eğmez mutlaka parasını kazanır. Büyük hayaller kuramaz belki ama hiçbir zaman kimseye muhtaç olmadan yaşar. Mesleğimi küçük yaştan bu yana çok severek ve keyif alarak yapıyorum. Bir işle uğraşıp, birini memnun etmekten anlatılmaz bir haz alıyorum. Bizler ürünün kullanım süresini uzatıyoruz, kullanılmaz bir halden kullanılır hale getiriyoruz ve bunu karşılığında kişilerin cebinden yeni bir ayakkabı parasının çıkmasını engelliyoruz.”
“MESLEK EĞİTİMİ ÇOK ÖNEMLİ”
Gençlere tavsiyelerde bulunmayı es geçmeyen Tuptup, “Öncelikle gençlere kimsenin işini küçümsememelerini gerektiğini söylemek istiyorum. Bir terziye, bir berbere, bir ayakkabı tamircisine ve bir tornacıya bu toplumun ihtiyacı var. Gençler okula gitsinler, tabii eğitimlerini tamamlasınlar ama bazı gençlerimizin üniversite eğitimi alma istekleri olmayabilir ya da zekâ düzeyleri yetmeyebilir. Bunu aileler zaten baştan sezinler, çocuk ortaokula geldiğinde Türkçe dersi Matematik dersi kötüyse, artık bu çocuğu ailesi meslek eğitimine yönlendirmeli. Toplumun, benim mesleğim gibi diğer meslek gruplarına da ihtiyacı var. Bir berbere gidiyorsun, on numara saçını kesiyor. Eve bir tıraş makinesi alıp, evde kendi saçını kendin kesiyorsun olmuyor. Bizim işte aynı. Mümkün değil sizin bir ayakkabıyı alıp, yapıştırıcı sürüp yapıştırabilmeniz. Aynı yapıştırıcı ile ben yapıştırırım olur, siz yapıştırırsınız olmaz. Yani bu meslek, toplumun bir ihtiyacına karşılık geliyor, devam ettirilmesi lazım. Anne babaların evlatlarına meslek edindirmeyi sevdirmesi lazım. Karnesi kötü olan çocuğu cezalandırmak için sanayiye vermek yerine çocuklarını teşvik edici bir dille meslek eğitimine yönlendirmesi gerekiyor.”
“ELİMDEN GELEN HER İŞİ YAPIYORUM”
Verdiği hizmetleri sıralayan Tuptup, “Ayakkabı tamirinde her türlü işi yapmaya çalışıyoruz, yeter ki ayakkabının ömrü tamamen bitmiş olmasın. Her türlü kurtarmaya çalışıyorum. Pençesi yapılıyor, topuğu yapılıyor, yırtığı varsa deri yaması yapılıyor, fermuar tamiri ve değişimi yapılıyor. Deri mont tamiri, fermuar değişimi ve boyası işlemlerini de yapıyorum. Ayakkabının boyasından tutun da kemer tamirine kadar elimden gelen her işi yapıyorum ve yapmaya hazırım. Örneğin geçenlerde bir vatandaş telefon kılıfı bulamamış ona telefon kılıfı diktim.”
Sözlerine son olarak pandeminin kendisi dahil tüm esnafı kötü yönde etkilediğini söyleyen Tuptup, “Hafta sonu yasaklarının esnafı kötü yönde etkilediği ortada. Müşteri sayımızda ciddi bir düşüş yaşandı. Umarım halkımız bilinçlenir ve maske, mesafe, temizlik kurallarına uyar, ülkemiz de bir an önce eski haline döner. Kimse bana bir şey olmaz demesin ve maske mesafe kurallarına uysun.” Diyerek sözlerini noktaladı.
Adres: Büyükcami Mah. Bakırcılar Geçidi No:4 / Keşan

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER