“Demirtaş ve Akşener” / Ulaş Demiray

“Demirtaş ve Akşener” / Ulaş Demiray

Millet İttifakı’nın sonuçta yeniden derlenip toparlanmasına bu ittifaka gönül veren herkes çok sevindi. Sn. Meral Akşener de bu mutluluğunu Fatih Altaylı ile yaptığı söyleşide sık sık dile getirdi. İttifak’ın daha da güçlü bir konuma geldiğini vurguladı. Bu söyleşi geniş ölçüde bir rahatlama yaratmakla beraber bazı satır araları yaşanacak bazı sıkıntıların ön habercisi olarak da değerlendirildi.

***

Mesela, Akşener’in masayı deviren çıkışından sonra yaptığı konuşmayı hala çok doğru buluyor ve hala sahipleniyor olması inciticidir. Bu konuda hiçbir özeleştiri yapmamış olduğu anlaşılıyor. Kelimeleri seçmekteki beceriksizliğinin ve yanlışlığının hiç yoksa bir bölümünü hata ve yanlış olarak görüp pişmanlığını hissettirmesi gerekirken, son kelimesine ve sonuna kadar sahip çıkması kendisine sabır ve hoşgörü ile uzatılan ellere saygısızlıktır. Neredeyse masayı tek başına kurtaranın kendisi olduğunu iddia edebilecek kadar akıl almaz bir tavır içinde olması doğru değildir, gerçekçi değildir.

***

Sn. Akşener ve İYİ Parti'nin HDP ile olması gereken ilişkiler konusunda ise, tutarlı olmak ya da sanmak uğruna, zamanın, şartların değiştiğini görmeyerek bir yanlışı hala sürdürmek niyetinde olmasını doğru bulmasak da anlayışla karşılamak mümkündür. Ama bu yanlışının Millet İttifakı tarafından da kabullenilmesini beklemek, bunu bir kural olarak dayatmak mümkün değildir. Siz parti olarak HDP’ye istediğiniz mesafede durmakta serbestsiniz. Ama bunu seçimi kazanmak ve verilen vaadleri gerçekleştirmek zorunda olan bir Cumhurbaşkanı adayına, ya da Millet İttifakı’na dayatamazsınız. Demokratik, çağdaş öneriler, talepler kimden geldiğine bakılarak red ya da kabul edilemez. Kapı herkese açık ise en başta HDP’ye bu hakkı tanımak gerekir. Gün gelir ittifak TBMM’de 301‘i yakalayamazsa HDP ile koalisyon bile söz konusu olabilir. Kaldı ki öngörülen Anayasa değişikliklerinin gerçekleşmesi ise HDP olmadan hiç mümkün değildir.

***

Ama asıl mesele bu da değildir. Selahattin Demirtaş, hem PKK hem de diğer egemen güçler tarafından yıllardır sömürülen Kürtler ve hem de Türkiye’de eşitlikçi, demokratik bir ülkede yaşamak ve varsa tüm sorunların TBMM’nde çözülmesini isteyen herkes için büyük bir umuttur. Bu amaçla partisini bir kürt partisi olmaktan öte bir TÜRKİYE PARTİSİ yapmak isteyen DEMİRTAŞ’a el uzatmak, onun yolunu açmak, ona destek vermek çok önemli demokratik bir görevdir. Bu ülkede huzur içinde yaşayacaksak bu yaklaşım, en kolay en kansız, en gerçekçi bir yoldur. Kandil ve İmralı’nın Demirtaş’tan niçin çok ayrı düştüklerini, O’na niye düşman olduklarını iyi anlamak ona göre davranmak İYİ Parti içindeki iflah olmaz bir kısım fanatikleri memnun etmekten çok daha önemlidir. Bu yaklaşım Sn. Akşener’in ülkücü damarından daha önemli bir demokrat damar ve tavır olacaktır..

Umarım kendini bu açıdan gözden geçirecektir..

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER