Sonay CAN
Keşan’da faaliyet gösteren Bebem baby Spa Faaliyet Merkezi Sahibi Fatma Çirozlar, spa sayesinde bebeklerle daha iyi iletişim kurabildiklerini söyledi. Çirozlar, konuyla ilgili olarak yaptığı değerlendirmede, bebeklerin konuşamamış olsalar bile, hareketleri ve çıkardıkları seslerle, bizlere ne istediklerini anlatabildiklerini belirterek, iletişimin önemine değindi.
Sözlerine kendisini tanıtarak başlayan Çirozlar, Keşan’da bir spa merkezinin faaliyete geçme öyküsünü şöyle açıkladı. “Ben Hasan Fatma Çirozlar. Sizler muhacir ya da göçmen diyorsunuz. Yunanistan göçmeniyim. Yunanistan doğumlu, orada üniversite eğitimi almış biriyim. 2010 yılında Selanik Üniversitesi’nde , ebelik eğitimini bitirerek mezun oldum. Üniversite sonrasında 2012 yılında da aldığım formasyonla eğitimimi pekiştirdim. Bunun sonrasındaki 6 ay boyunca Yunanistan’daki bir meslek okulunda çalışma eğitimim oldu. 2014 yılında Türkiye’ye geldim. Keşan’a yerleştim. Hem iş hem de eş diyelim. Keşan’da evlendim. 6 yıl, Keşan’da Özel Keşan Hastanesi’nde çalıştıktan sonra, Hastanende uzun ve sıkça gece nöbetlerimde, bebeklere ve annelere daha fazla nasıl yardımcı olabilirim diye düşündüm. Özel Keşan Hastanesi’nde hem ebe hem de cerrahi hemşiresi olarak çalışıyordum. Uzun araştırmalardan sonra, bebekler için bir spa merkezi ve doğum akademisi açmaya karar verdim. Sonra isim netleşti. Bebem Baby Spa ve Doğum Akademisi bir zincir sağlık kuruluşuydu. Bunun Keşan şubesini hayata geçirdik. Merkezimiz Tekirdağ’da faaliyet gösteriyor. Aynı zamanda emzirme danışmanıyım. Şubeyi hayata geçirdikten sonra bir sürü ekstra eğitimler de alınıyor. Bebek masaj uzmanı oldum. Bebek bakım sertifikası da aldım. Doğum koçluğu da yapıyorum. Anne ve bebeklerimize faydalı olmak adına tüm bu faaliyetleri severek yapıyorum.”
SPA MERKEZİNİN ÖNEMİ KEŞAN’DA YENİ YENİ ALGILANIYOR
Spa merkezlerinin bugüne kadar genellikle büyük şehirlerde faaliyet sürdürdüklerinin altını çizen Fatma Çirozlar, “Keşan bu konulara henüz birazcık mesafeli davranıyor. Konunun önemi daha yeni yeni algılanıyor.” Dedi. Çirozlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sektöre sağlıkçı olarak girdiğim için talep görmeye başladım. Sektörün tanıtımı çok önemli. Selanik’te mezun olduğum üniversitenin denklik belgesini Türkiye’ye yerleştikten sonra Bilkent Üniversitesi’nden aldım. Sahip olduğum sertifikalar ise yurtdışında kabul gören, tanınmış üniversiteleri tarafından verilen sertifikalar. Çok yakın bir gelecekte Keşan gibi gelişmekte olan şehirlerde de spa merkezlerinin önemi daha iyi anlaşılacak ve bu tür işletmeler yaygınlaşacak.”
EV SICAKLIĞINDA SPA HİZMETİ VERİYORUZ
Spa merkezlerinin belirli özelliklere sahip işyerleri olmasına dikkat çeken Fatma Çirozlar, olmazsa olmaz faktörleri şöyle sıraladı: “Merkezimiz, sizin de gördüğünüz gibi ev sıcaklığında bir işyeri. Spa hizmetimizde bebeklere özel boyun simidi takıyoruz. Yine bebekler için özel üretilmiş jakuzilerimizde, 36 °C’ye ayarlanmış sularımızda onları yüzdürüyoruz. Bebeklerin bu sayede kendi kendilerine yaptıkları hareketlerle hem beyin gelişimi hem de motor becerilerini geliştiriyor ayrıca bu sayede kas gelişimleri de sağlanıyor. Merkezimizde 28 günlükten 18 aylığa kadar tüm bebekler bu hizmeti alabiliyor. Gelişim geriliği olan bebeklerde yüzme çok önemli. Bu sayede bebeklerin kasları gelişiyor. Sindirim sistemine de çok yararlı oluyor. Biz, bu işleme kısaca suyla gelen terapi diyoruz.”
BEBEKLERİN İLK REFLEKSİ EMME, İKİNCİSİ İSE YÜZMEDİR!
Çirozlar, daha sonra bebeklerle ilgili ilginç saptamalarda bulunarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Bebeklerin doğduktan sonra gösterdikleri ilk refleks emme refleksi, ikincisi ise yüzme refleksidir. Spa merkezleri Avrupa’da genel kabul görürken, ülkemizde ise buralara temkinli yaklaşılıyor. Aman çocuğum üşümesin diye, bebekleri n kıyafetlerini çıkartmak bile istemiyorlar. Bizim merkezimizde oda ısı derecemiz 24 °C’dir. Bebekleri çok fazla giydirmek doğru değil. Su terapisi sayesinde bebeklerle daha iyi iletişim kurabiliyoruz. Bebeklerin dilinden anlamak çok önemli. Çünkü onlar her ne kadar konuşamasalar da, onlar bize hareketleri ve çıkardıkları seslerle ne demek istediklerini anlatıyorlar. Türkiye’de özellikle anneanne ve babaanneler bebeklere karşı oldukça tutucu oluyor. Ancak Yunanistan’da durum daha farklı. Biz bebekleri annelerin yanından alarak hergün merkezimizde yıkıyorduk. Bunlar arasında henüz göbek kordonu düşmemiş olanlar bile vardı. Kordona su değmemesi şartıyla bebeğin yıkanması gerçekleştirilebilir. “
- KENDİ KENDİNE KEŞFETMESİNE OLANAK SAĞLAYIN!
Fatma Çirozlar, bebeklerin kendi kendine keşif yapmalarına aileler tarafından olanak sağlanması gerektiğini ifade ederek sözlerini sonlandırdı.
